MARTILAR, İSPANYA KRALI VE BAYRAKTAR
Murat Cemal Yalçıntan
Toprağı bol olsun ürktüğümü gören babam anlatmıştı martıların kar yağınca neden vapurların etrafında daha çok ve çılgınca uçuştuklarını ve biraz da saldırganlaştıklarını: “balıklar soğuktan kaçıp denizin diplerine giderler; martılar da aç kalır, çöplüklere, vapurlara dadanırlar” demişti... Ama “kargalardan farklıdır martılar” diye de eklemişti; “kargalar aç olmasalar da huzursuzluk verirler...”
1980’li yıllardı. TOKİ yeniydi. Başında Yiğit Gülöksüz vardı. Kaynak kıtlığından belki yoksulun barınma derdine çözüm olamadı ama konut edinemeyecek durumdaki binlerce orta sınıf aileye kooperatifler yoluyla destek oldu. O dönem yapılan ve yayınlanan TOKİ merkezli/destekli araştırmalar hala kütüphanemin konut bölümünün vazgeçilmezleri arasındadır...
Gün oldu, devran döndü, Bayraktar TOKİ başkanı oldu! Onun dönemi sermayenin kentsel ranta yöneldiği, yönelirken yoksulları yerle bir ettiği, tam da TOKİ’nin yoksullara yönelik sosyal politikalarla meşruiyetini güçlendirebileceği dönemdi... Kentlerin yoksulları işsizdi, sosyal dayanışma ağları çözülmekteydi, dönüşüm ve yenileme projeleri insanları evlerinden etmekteydi... TOKİ’nin varoluşunun bütün gerekçeleri güçlenmişti... Yoksulların konut edinmesine yönelik ekonomik ve sosyal yönleri de düşünülmüş projeler artık bir gereksinimin ötesinde aciliyetti... TOKİ 2003-2007 yılları arasında 287.032 konut üretti... Bu rakamı duyan İspanya Kraliyet Ailesi tarafından “ Alt Gelir Grubuna yönelik konut üretiminden dolayı TOKİ Başkanı Bayraktar’a kraliyet nişanı ödülü verildi...
Oysa kraliyet ailesinin bilmedikleri vardı: TOKİ bu 287.032 konuta taşınacak insanlara yönelik hiçbir sosyal ve ekonomik çalışma yapmamıştı! Büyük bir çoğunlukla standart kutucuklar üretmekteydi! Kaybolmaya yüz tutan sosyal ilişkileri tamamen koparacak mekansal düzenlemelere imza atmaktaydı! Kırsal özellikleriyle var olan kasabaların ortasına 5-6 katlı toplu konut adacıkları dikmekteydi! Gecekonduları şehr-i İstanbul’dan temizlemek suretiyle onlarca kilometre uzağa taşıdığı insanları işlerinden etmekte, yeni iş alanları konusunda kafasını yormamaktaydı! Kenti bir bütün olarak düşünen planları delmek suretiyle fason işler peşinde koşmaktaydı!
Muhtemelen, Kraliyet Ailesi, TOKİ başkanının, bu eleştirileri yapan kesimlere yaptığı yakıştırmaları da duymamış, gazetelerden okumamıştı:
"Bazı siyasi oluşumlar, açıkgözler, yanlış düşünenler, esrar, eroin ve kadın ticareti yapan yanlış insanlarımız, gecekondu ve kaçak yapılaşma bölgelerinden çokça beslendikleri için bu olgunun kaldırılıp atılmasına engel olmaya çalışıyorlar".
TOKİ’nin ve sahiplerinin baskısı altındaki yoksul emekçi mahallelerin toplanıp kar kış demeden geçtiğimiz hafta Cumartesi günü Büyükşehir Belediyesi önünde okudukları ve “mahallerimiz bizim onurumuzdur” diye haykırdıkları, TOKİ projelerini “toplumsallıktan uzak” olmakla suçladıkları basın bildirisinden de haberdar değildi tabi Kraliyet Ailesi...
“Bizler bu ülkenin vergi veren, askerligini yapan emegiyle geçinen onurlu yurttaşları olarak bu yalan ve safsatalarla dolu ifadeleri kabul etmiyor, yıllardır bu mahallelerde yasayan yurttaslar olarak TOKİ başkanını bu açıklamasından dolayı gecekondu mahallelerinde yasayan halktan özür dilemeye ve istifa etmeye davet ediyor ve aksi halde yasal islemler başlatacağımızı bildiriyoruz.” (tam metin için: http://imdp.blogcu.com)
Kraliyet ailesi TOKİ’nin üst düzey bir yöneticisinin kapalı bir toplantıda gecekonducular için “leş kargaları” dediğini de bilmiyordu!
Şükür ki, bana gerçek kargaları güzel babam ta çocukken tarif etmişti!
****
NOT: İstanbul’daki bütün şehir plancısı meslektaşlarımızı 11 Ocak Cuma akşamı saat 18.00’de Beyoğlu’nda Makine Mühendisleri Odasında yapacağımız, meslek alanımızdaki bu yanlış uygulamalara nasıl dur diyeceğimizi tartışacağımız açık tartışma platformunun bir parçası olmaya davet ediyoruz...
* 9 Ocak 2008 - Birgün Kent Sayfası
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder